2 Kasım 2014 Pazar

9 BÖĞÜRTLEN KIŞI

BÖĞÜRTLEN KIŞI


           Uzun zamandır ara vermiştim kitap okumaya tabii istemeyerek. Kitap okumak bir terapi gibi geliyor, çok seviyorum, zevk alıyorum.. Her kitap içine alıyor, her karakterle ayrı bir yolculuğa çıkıyorum. Bir bakıyorsun ağlıyorum, bir de bakmışsın gülüyorum.. Tam olarak yaşıyorum kitabı...

           Uzun zamandır okuduğum en duygusal , en içime işleyen kitaptı özetle benim için "Böğürtlen Kışı." Hikaye iki farklı dönemde geçiyor. İlki günümüzde, diğeri ise 80 yıl öncesinde. İkisi de hüzünlü, ikisi de annelik üzerine kurgulanmış acı dolu hikayeler…Meraklandırdığı için bir an olsun elinizden bırakamıyorsunuz.

         İlk sayfayı okuduğumda boğazımda bir şeyin oturduğunu hissettim gözlerim doldu adeta.. Küçük bir erkek çocuğu kayboluyor hikayede , eğer anneyseniz bu durum sizi çok derinden etkiliyor..Vera' nın çaresizliği, evlat acısı çekmiş Clair' in umutlu araştırması ve bu kadar üzülmeden sonra yüzünüzde bir gülümseme bırakacak kadar iyi bir son sizi bekliyor olacak.
       
           Tavsiye ederim. Gerçekten güzel, sıkmayan, kısa sürede biten, merak ettiren, bakış açısına göre mutlu sonla biten başarılı bir kitaptı.

         Bana bu kitabı tavsiye eden Zeynep  e teşekkürler..


KİTABIN ARKA SAYFA YAZISI
Kalbinizin derinliklerine işlenen acıyı, tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?
"Canım Daniel'ım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum…"
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel'ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel'ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı…
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera'yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…
Böğürtlen Kışı aşkı, umudu ve umutsuzluğu derinden anlatan muhteşem bir kitap. Bu öyküyü yüreklerinizden kolay kolay silip atamayacaksınız.

9 yorum:

  1. Okunmayı bekliyor kitaplığımda, bakalım ne zaman sıra gelecek :) Sen böyle güzel anlatınca sabırsızlandım şimdi :)

    Rica etsem... Yorum ayarlarından "kelime doğrulama"ya hayır dermisiiin....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bir an önce okumalısın, çok akıcı sade bir kitap tabii merak uyandırıcı..
      Bu arada düzeltmeyi yaptın teşekkürler..

      Sil
  2. serisini tamamlamanızı tavsiye ederim.Hepsi ayrı güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim..Sırada yağmurdan sonra var...

      Sil
  3. Ben de okumak istiyorum bu seriyi.. Ah bi kitap okumaya sira gelse :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka başlamalısınız başlayınca bırakamayacaksınız..

      Sil
  4. Acaba çok ağdalı mıdır, sıkılır mıyım diye ertelemiştim bu kitabı.
    Ama elime alır almaz sonunu nasıl getirdim anlamadım bile :)

    YanıtlaSil
  5. Güze bir blog:) blog etkinliginden takibe aldım. banada beklerim.
    Bu kitabı çok merak ediyordum sonunda arkadaştan aldım ve başlıyorum.

    YanıtlaSil

Ana Sayfa
Blog Tema Tasarım : Sosyal Medya Kafe
SEVDİCANN COPYRİGHT © 2014 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.BLOGUMDA YAYINLANAN YAZILARIN VE RESİMLERİN İZİNSİZ KULLANILMASI 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASINA AYKIRIDIR.