Bu kitap tamamen gerçeklere dayanıyor.
Yazar Sinan Akyüz bosna-hersek türkiye maçına gittiğinde halide hanımla tanışıyor.Eskiden yaşananları anlatıyor Halide Hanım Suada'nın ve diğer kadınların başından geçenleri. Yıllar sonra yazar peşine düşüyor bu hikayenin.Halide hanımı arayıp "Suada hanımla bizi görüştürür müsünüz" diyor.Israrcı hareketleri sonucunda görüşmeyi başarıyor. Üç gün kapıda bekledim diyor yazar benimle konuşmaları için.
Sırpların boşnak müslümanlara yaptığı bir soykırım,savaşın acı gerçekleri ve bir aşk hikayesi.
İnsanın kanını donduran şeyler ve muhteşem bir aşk yaşanıyor. Ağlaya ağlaya okudum inanın.Ve tabii savaş olmasın diye dua ederek..
İki günde bitiverdi kitap..Ben de bittim tabiii, yani duygu yönünden. Yazar kitabı Suada'ya göndermiş ama cesaret edip okuyamamış:(((
Gerçekten insanın yüreğini acı gerçekliliğiyle sızlatan, akıcı diliyle bir solukta okunan harika bir kitap. Kitaptan bazı notlar...
Suada' nın parmağına taktığım yüzükle ,varlığımı onun bedenine örmek istedim sadece..
"Sus!" dedi sesini ilk kez yükseltirken bana."Sus! bu ayrılık gününde ölümden bahsetme bana.Sen benim vazgeçilmezimsin. Ay yüzün giderken ışıklar saçsın içime.Sus! Kara bulutların gölgesini düşürme yüreğime. "
"Ben de seni bekleyeceğim," dedim ağlarken."Seni beklerken de hasretinle yanan dudaklarımın arasından senin yüreğine kendi yaşam özümden üfleyeceğim.."
ARKA KAPAK YAZISI
Sinan Akyüz'den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!
Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi...
Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi...
Aynı ırktan
geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri
Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp'tı. İkisi de
konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki
genç, güzeller güzeli Suada'ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden
biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok"
cevabını almıştı.
Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir
bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren
savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu,
savruldu, savruldu... Sonra da kader onu bir zamanlar 'hayır' dediği
genç adamın eline esir düşürdü.
Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna
bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun
Suada?" demişti. Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda,
kadere inananların romanıdır İncir Kuşları...
Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır...
hımmm yazar ilgimi çekmiyo amaaa konu ne güzelmiş ki yaaa :)
YanıtlaSilEvet konu çok etkileyici..Gerçek olmasıda daha üzücü:(
SilOkuduğum en güzel kitaplardan biriydi sevgiler :)
YanıtlaSilGerçekten çok güzeldi. Su gibi geçti..
SilBen de ağlaya ağlaya okumustum kötü bir yaşanmıslık güzel bir kitap
YanıtlaSilİnsanın psikolojisi bozuluyor vallahi.. Savaş ne kötü şey..
SilÇok severim kitap okumayı.Elimdeki kitapları bitirir bitirmez vereceğim ilk siparişte listemde olacak inşaallah.
YanıtlaSilben de çok seviyorum: ))
YanıtlaSilhikayenin gerçek yaşamdan alınmış olması beni daha da fazla etkilemişti... aynı dünyada yaşarken bir tarafta elinde kumanda tv haberlerinde o dramı izleyen bizler ve bir yanda o dramı yaşayan onlar... bu gerçeği hissetmek çok acı vermişti...
YanıtlaSil