55 Blog Yazarlığınız hakkındaki Düşünceleriniz (mim)

Blogumu ilk açtığım zamanlardaki arkadaşlarımdan 1 delinin günlükleri güzel bir mim başlatmış. Sevgili anne güncesi de beni minlemiş. Ben de aşağıdaki arkadaşları mimleyerek başlayayım:) Arkadaşlar mimi yapınca linklerini paylaşacağım:)

Siyah Kuğu çok güzel hikayeler yazıyor
Sena Dursun güzellik ve bakım tavsiyelerini görmelisiniz
Demirkadın arkadaşımız yeni destek olalım
Deeptone tanımayan var mı?
İlkee.com güzellik ve bakım önerilerini okumalısınız
Kızsal Şeyler (Arkadaşımızın blogu google tarafından silindi. 900 takipçisini kaybetti destek olalım)
Nilgün Özen Aydın çok marifetli bir Blogger
Oytunla Hayat oğluyla iletişimi çok iyi
Kurabiyecimiss (Yeni arkadaşımız bloguna gidip destek olalım)

1-Yakın çevrenizdeki insanlara blogunuzdan söz ediyor musunuz?

Yakın çevremdeki insanlara bloğumdan söz etmiyordum. İlk başlarda sadece eşim biliyordu. Çekiniyordum aslında ya bu işi kıvıramazsam diye. Bir de yazılarımı rahatça yazmak istiyordum. Özgür hissediyordum kendimi. Sağolsun eşim söyledi birkaç yerde. Böylece bilinmeye başladı. Ama genelde bahsetmeyi sevmiyorum ben..

2-Neden blog yazıyorsunuz?

Blog yazmak beni rahatlatıyor. Bildiklerimi paylaşmayı seviyorum , mutlu oluyorum. Çevremdeki birçok kadın gibi boş işlerle uğraşmaktansa blog daha verimli geliyor. Değerli blogcanlar sayesinde de yeni şeyler öğreniyorum..


3-İlk yazınız ile en son yazdığınız yazı arasında ne gibi farklar var?

İlk başlarda nasıl bir dil kullansam, nasıl başlasam sıkıntısı çok olurdu. Daha soğuk yazılar yazıyormuşum:) Şimdi çok daha rahatım. Önceleri bloga gelip giden de yoktu ya mutsuzdum o da yazılarıma yansımış. Şimdi daha mutlu yazıyorum. Siz değerli izleyenlerim sayesinde. Görüyorsunuz yorumlar ne kadar değerli. Yorumlar sayesinde okunduğumu anlıyorum.
 Blog Yorum Kardeşliği Grubumuza Beklerim:)

4-Blog yazmak normal yaşantınıza neler kattı?

 Çok şey kattı aslında. Görmesem de konuşmasam da yeni aarkadaşlarım oldu dünyanın heryerinde. Artık Almanya' ya, Fransa' ya, Türkiye' nin heryerine rahatlıkla gidebilirim. Biliyorum ki orada bana rehberlik edecek blogcanlar var:) Var değil mi:)
Bir de fotoğraf makinesiyle, telefonumla yapışık ikiz gibi olduk. Ne görsem resmini çekiyorum:) Oğlum diyor ki 'annecim resmini çektin mi, yiyebilir miyiz?'
Eşim güzel yemekler yerken çok mutlu:) ama iş yazmaya gelince mutsuz oluyor. Zaman ayırmamı istemiyor:(

5-Yakın arkadaşlarınıza blog yazmalarını önerir misiniz?

Blog işine zaman ayırmak gerekiyor. Bu zamanı ayırabilecek arkadaşlarıma öneririm tabii ki. Yardımcı bile olurum. Ama bazıları bunu istemeyi bile gurur yapabiliyor..

6-Hangi kaynaklardan ilham alıyorsunuz?




İlham alacak kaynak çok. Her yer ilham veriyor. Sokağa , insana, hayvana, evlere farklı gözlerle bakmaya başlıyorsun zaten. Bloğumda nasıl paylaşabilirim. İnsanlara nasıl faydalı olabilirim deyince herşey farklı görünüyor gözüne..

7-Diğer blog sahipleri ile iyi iletişim kuruyor musunuz?

Özelden yazıştıklarım oluyor. Bloggerlar buluşmalarını çok kıskanıyorum. Ne güzel eğleniyorlar tanışıyor kaynaşıyorlar:) Diyorum ki burada da yapsak bir toplanma kimler gelmek ister:)) Konaklama bana ait ne dersiniz:)

8-Rahatsız olduğunuz konular var mı?

İnsanın olduğu yerde problem olmaz mı? Malesef bazı sıkıntılı arkadaşlar oluyor ama yapacak bişey yok. Herkes kendi yerini belirler değil mi. Bencilliklere üzülüyorum, empati kurmayışımıza hep bana hep bana deyişimize üzülüyorum..
 

30 Kadın Demek ( MİM)

Sevgili Kore Fenomeni, Cafe Tigris, gamze s, beni mimlemişlerdi. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bence bu mimi her kadın blogger yapmalı. Her geçen gün kadına olan zulmün arttığı günümüzde dikkat çekmeliyiz diye düşünüyorum.. Ben farklı bir şekilde yazmak istedim. Beğeninize...

Hani Çiçektin Ya Sen....

Üzdüler mi seni , incittiler mi yüreğini .. Hani çiçektin ya sen dokunmaya kıyılamayacak. Güzelliğinle seyre dalınacak, diyardan diyara gidilecek. Ara ara kokusunu verecek, huzurla dolduracak çevresini. Narin, sevgi dolu, rengarenk...

Sevilince, güzel bir kelime söyleyince dalları daha da gürleşen, tomurcuktan  etrafa neşe saçan bir hale dönüşen, gelişen, dim dik asil bir çiçek..

Toplardın etrafına  hoş kokunla , aromanla  kuşları, börtü böceği, arıyı.. Senin değerli özünle neler yapardı onlar. Ne mucizeler yaratırdın ya sen.. Ne mucizelere sebep olurdun..

Şimdilerde büküyorlar dalını, çiçeğin dalında güzel olacağını bilmeyenler. Kokunu alıyorlar, güzelliğini çalıyorlar , solduruyorlar seni..

Aslında seninle güzelleşen herşeyi öldürüyorlar. Seninle var olan mucizeler gidiyor anlamıyorlar.. Seninle anlam bulan her şey bitiyor anlamıyorlar..

Seni gözünden sakınıp , koklamaya kıyamayanlar varken. Haşin bir rüzgar geliyor yerle bir ediyor her şeyi.. Seni bitiriyor ve devam ediyor yolculuğuna hiç birşey yapmamış gibi umursuzca...

Sen narin gövdenle nasıl baş edeceksin ki.. Nerede peki senin özünle mucizeler yaratan börtü böcek, arılar, kuşlar nerede....

Çiçeksiz dünya renklerini yitirir.. Çiçekler açmışsa başı dikse, koku veriyorsa korkusuzca etrafa hayat var demektir.. Tıpkı her biri bir çiçek olan kadınlarımız gibi.....


Benim mimlediğim bloggerlar: ( mimi yaptığınızda sayfanızın linkini koyacağım) Lütfen sizlerde bu anlamlı mimi yapın:)
Her şeyden konuşmalı,
Bize Her Yer Okul,
Kalemderi, 
Audrey,
Şükranca Paylaşımlar,
Zülal Garipkuş,
Gülşah Önen, 
Sosyal medya kafe 
Hobilemece
Süslü püslü,
Deneyimli anne

36 Merak Ediyorum- Mim

Merak ediyorum mim

Merhaba bu mimi çoğu blogger arkadaşta gördüm. Sevgili Renkli Pasta Sepeti , Kore Fenomeni ve Bal' ın Kokusu beni mimlemişler çok memnun oldum:) Kendimden bahsetmekten çok hoşlanmam ben aslında ama bakalım neler çıkacak:) Unutmadan Dikiş Sevdası benim ricamı yerine getirmiş bir post hazırlamış çok mutlu oldum.Resimlemiş bir de sağolsun:)

Merak ediyorum; takıntılarınızı sevdiğiniz ya da sevmediğiniz genel şeyleri..

Sofra adabını bilmeyen yemeği eliyle yiyen insanlarla aynı masaya oturmayı hiç sevmiyorum ben. Ortadaki salataya ekmek bandırırlar ya bittiğim an:(

Arabayı inince kilitlerim azıcık ilerler arkama döner tekrar kilitlerim takıntı işte:)

Kitap okumak beni çok rahatlatır. Bir başladım mı arka arkaya 8-10 kitap okurum. Ama ara verdiğim zaman da iyi ara veririm. Kitap okurken beynimde canlandırırım. Yönetmen olurum yani..

Karadeniz müzikleri ve seksenleri çok severim . Karadeniz şarkılarını karadenizli olmayanlardan dinlemek hoşuma gitmez.

 Argo kelimeler kullananlar bana itici gelir. Özellikle kadınların argo kullanması çok üzer beni.
İnternette dolanırken bazı haberlerin ya da paylaşımların altındaki cahilce saçma yorumları görünce çıldırıyorum. Allah akıl fikir versin..

Bir iş yaparken ona çok odaklanırım ve beni çağıranı, bir şey söyleyeni hiç duymam. Duyup duymazdan gelme değil gerçekten duymam. Evliliğimin ilk yılında eşim bana bişeyler söylüyor ben cevap vermiyormuşum.O da bana çok kızıyormuş onu önemsemediğimi düşünüyormuş. Neyse ki sonradan anlaşıldı durum.

  Yemek yapmayı başkalarıyla paylaşmayı çok severim.

Mükemmelliyetçiyim . Bu huyum beni zorluyor. Her şey tam olmazsa içim rahat etmez.
Yalan söylemem söyleyeni de sevmem.

Çatkapı misafiri sevmem. Evin hali nedir müsait midir diye düşünmeden gelen insandan hoşlanmam. Misafirimi güzel ağırlamak isterim çünkü..

 Biriyle kavga ettiysem ya da anlaşmazlığa düştüysem içim çok sıkılır. Çok etkilenirim. Kimseyle tartışmayı kötü olmayı sevmem.

İnsanların hayatına burnumu sokmam, çok soru sormayı sevmem. Böyle yapanlar da beni rahatsız eder.

Benim yanımda başkası hakkında atıp tutanlardan tedirgin olurum çünkü başkasının yanında da benim hakkımda atıp tutar..:)

Birbirimize saygılı olmalıyız. Herkesin fikri farklı olabilir. Hayat farklılıklarla güzel.

Hep kendi istediği olsun isteyen , bencil tiplerden hoşlanmam.

Değer verdiğim arkadaşlarımın beni arayıp sormamasından hiç hoşlanmam. Hep arayan ben oluyorum ve bu durumda bir zaman sonra ben de bırakıyorum. Yazık oluyor dostluklara..:((

Blogumu seviyorum ama artık takıntı gibi oldu. Sürekli bişeyler yapasım geliyor. Bu da ailemin zamanından çalmamı gerektiriyor. Keşke 32 saatimiz olsaydı:)))

Uzun yazı yazmayı da sevmem ben:) Bu kadar yeter...

 Ben de aşağıdaki blogcanları mimliyorum.
 Mutfak ve Tatlar
Dikiş Sevdası
Hobilemece
Umutlu Ev Kadını
Misss Evim
Bize her Yer Okul
Kitaplarım ve Ben
Örgü Çantam
Nilgün Özen Aydın
Deneyimli Anne

39 Güzellik ve Bakım Blogları Mimi

Merhaba güzellik ve bakım bloglarıyla ilgili merak ettiğim bazı sorular vardı. Ben de bir mim hazırladım. Tabi ilk olarak kendimden başlayamayacağım için ropörtaj şeklinde başlayayım dedim. Sevgili Audrey beni kırmadı. Bakalım sizler bu hoş ropörtajı beğenecek misiniz.:))

Merhaba hoşgeldin:)

Niçin güzellik ve bakım bloğu?

Merhaba

Eskiden beri güzelliğe makyaja kozmetiğe ve değişik aksesuarlara düşkünüm. Zaten bildiğim bilmediğimi de araştırıp kullanıp öğrenmekten zevk aldığım için güzellik bakım ve kozmetik blogu oldu benim için..

İlk ne zaman makyaj yapmıştın? Annenin ürünlerini kaçamak kullanır mıydın?

Sanırım ilk ful makyajım lise son sınıftaydı.. Sonra uzunca süre makyaj yapmadım. Tabi ki küçükken annemin ruj ve parfümlerini denerdim gizli gizli :)

Senin için makyaj neyi ifade ediyor?

Makyaj benim için hem zevk hem eğlence hem de hobi.. Renkli kozmetik ürünleri aynı zamanda terapi gibiler benim için.. Almasam bile karıştırmaktan hoşlanıyorum..

En çok beğendiğin güzellik ve bakım markası nedir?

Güzellik yani makyaj dersek en sevdiğim marka Nars'tır bakım deyince farklı tabi Shiseido, Dior, Elizabeth Arden gibi markaları cilt bakımı yönünden beğenirim.. Türk markaları içinde cilt bakımı deyince Cyrene tercihim..

Makyaj çantanda olmazsa olmazların nelerdir?

Makyaj çantamda en az 3 ruj bir balm bir maskara bir doğal ama koyu renkli far mutlaka olur.. Bunlar değişse bile maktaj çantamdan hiç çıkmayan 3 şey törpü, cımbız ve fırçadır..

Günlük olarak da sürekli makyaj yapar mısın?

Çalıştığım için evet her gün makyaj yapıyorum.. Bazen pazar evdeyken bile deneme amaçlı makyaj yapıyorum ama genelde pazar cilt bakım günümdür..

Kendi yapmış olduğun doğal masken v.b var mı?

Sadece salatalık soyduğumda kabukları ile cildimi ovarım serinletir rahatlatır özellikle göz altında biraz bekletince de şişliği alır..

Firmalardan reklamını yapman için çok istek geliyor mu?

Çok değil ama geliyor diyebilirim..

Prensiplerin var mı? Kullanmadığın ürünleri yazmam gibi...

Evet gerçekten kullanmadığım ürünü yazmam.. Bir ürünü deli gibi kötülemem bana uymayan beğenmediğim pek çok ürün var ama bir başkasına uyabilir bu açıdan değerlendirmeye çalışırım.. Çoğu zaman beğenmediğim bana uymayan ürünleri arkadaşlarıma da denetmeye çalışıyorum artık..

Ne sıklıkla alışveriş yaparsın?

Bu değişiyor bazen her gün bazen ise 1 ay boyunca bir şey almadığım da oluyor.. Ama özellikle favori mağazalarımı sık ziyaret edip ne var ne yok bakarım..

Evli isen eşin bu duruma ne diyor:))))

Evet evliyim eşim alışverişime karışmaz ama artık bu kadar şey nereye sığacak diye söylenmeye başladı..

Sevgili Blogcanlar:

Moda & güzellik bloggerları arasında bir yarışma var. Sevgili Audrey' de finalistler arasında. Lütfen aşağıdaki linkten oy ver seçeneğini tıklayıp destek olalım. Çok kısa sürecek bir işlem:) 10 Aralıkta son buluyor..http://www.saleduck.com.tr/awards/moda

Bu güzel mimi Makyaj Tavsiyem, Hüzün Sarısı, Onyüzmilyonoje, Bakımlı Ginepig, Bir guzellik hikayesi, Beautiy beybi, Güzellik Rutinim, PembeDünyam, Benim Tutkum, Evin Tek Kızı Mona, Hülyanın Sırları, Güzellik Editörü,Makyajla İlgili bloglarının da yapması için onları mimliyorum:)) Tabi aklıma gelmeyen diğer bloglarda yapabilirse sevinirim:))

21 Ben Küçükken

Sevgili deeptone ( o bir blogger meleği) beni mimlemiş..Çok güzel bir mim doğrusu..

Geçmişe götürdü beni düşünürken dalmışım anılara..

Eşim dürttü neye daldın gülümseyip duruyorsun diye...:)

Benim küçüklüğüm Samsun'da geçti. Çok ağırbaşlı bir küçük hanımefendiydim ben..
Mahallenin gözdesi parmakla gösterileni hani:)

Ama sıkıcı bir çocukluk geçirmedim yanlış anlamayın..Mahallede oynardık akşama kadar. Yakantop, sek sek, ip atlama, beş taş, yerden yüksek oynardık..ha bir de hatırlar mısınız "çin çan oyunu" vardı. Çok iyi oynardım ben.. Hani iki kişi karşılıklı durup iki ucu bağlı ipi bacaklarına geçirirlerdi. Önce topuklarda sonra dizlerde sonra daha yukarıda olan ipten atlardık..:) Çamurdan tabak çanak yapar yemek yapar evcilik oynardık.. Hayat ne kadar eğlenceliydi..

Ev oturmalarına giderdik annemlerle..Akşam oturmaları:) Benim küçük bir çantam, içinde iki tane barbie bebeğim, kumaşlarım, malzemelerim vardı.Kıyafet dikerdim bebeklerime.
Ayırmazdım yanımdan..

 Gazetelerin verdiği kağıt bebekler vardı, kağıttan giysileri hatırlar mısınız..

Tabii bir de çizgi filmler..En çok sevdiğim Tsubasa'ydı bayılırdım. Susam Sokağı,Adam Olacak Çocuk, Ay Savaşçıları, Heidi, Ninja Kaplumbağalar, Yeşil Maske, Scooby Doo,Taş Devri, Jetgiller, Şeker Kız Candy, Richie Rich, Casper, Şirinler, Garfield unutulmazlardı tabii..

Siyah beyaz televizyonlar..Ben tam önüne kadar giderdim ve annem uyarırdı.. 'Kızım gözlerin bozulacak içine girme televizyonun biraz uzaktan bak.'

Derslerime de çok çalışırdım..Annem ve babamın hiç ders çalış demesine gerek kalmazdı ben zaten yapmış olurdum..

Sihirli bir değneğim olsa ve herşeyi uzaktan yapsam, her istediğim olsa,tavan arasında bir odam olsa gibi klasik hayaller..

Çocukken büyümek istiyoruz, büyüyünce tekrar çocuk olmak..Çok isterdim çocukluğumu, düşüncelerimi, üzüntülerimi, kederlerimi görünmez olup seyretmeyi..

Anılar bitmez vallahi okuyucuyu sıkmayayım kısa tutayım...
Aşağıdaki severek takip ettiğim bloglar veee sıkılmadan okuyan herkes mimlendi:))))
Kırmızı rugan Ayakkabılarım
Resim Defterim
Adadeniz 
Benim Tatlı Hikayem
Kafası Karışık Blog
Pembe Dünyam
 Meryemin Mutfağından
Alternatif Mutfak
Banuca Birşeyler
Örgüçantam
Taktakıştır Giy Yakıştır
Gooogoook

20 Kendi Kendi(m)le Mim

Uzun zaman önce sevgili sosyal medya kafe beni mimlemişti:)) 

Daha yeni fırsat bulabildim, kusura bakma Sibel abla:)))Hemen geçiyorum sorulara..

1-Bilgisayarın masa üstündeki görüntüsü ne?
Kız kulesi :))) Çok seviyorum İstanbul'u..

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

2-Bir kafeye girdiğinde genellikle ne sipariş verirsin?
Türk kahvesi:))

3-Google' de aradığın en son şey ne?
Anneler günü çerçevesi:)

4-Mesajlaştığın veya konuştuğun son insan kim?
Sevgili eşim. Şuan uzakta olduğu için nişanlılık günlerine döndük..

5-Tiyatroya en son ne zaman gittin?
İki hafta önce gittim.Keloğlan keleşoğlan:))

6-Sinemaya en son ne zaman gittin?
Bir ay olmuştur. Çocuk olunca çok gidemiyoruz maalesef. Bırakıp gidince kendimi kötü hissediyorum.

7-Hangi diziyi herkes izlemeli?
Güldür güldürü izliyorum komik.Biraz gülmek isteyen herkes izlesin.

8-En son ne tür bir müzik dinledin?
Candan Erçetin annem şarkısını dinledim.

9-Seni en çok ne çıldırtır?
Yemeğin elle yenilmesi..Gerçekten çok kızıyorum..

10-Ne zaman uyanırsın?
Sabah 7-8 arası uyanırım..İstersen uyanma. Minik oğlum öpücüklerle uyandırıyor:))

11-İnternetteki ilk adın neydi?
Sevdicann :) Bu ismi çok seviyorum..Anlamını bilen var mı bakalım.

12-Favori emojin nedir?
Gülen emoji çok kullanırım.

13-Kedi mi köpek mi?
Köpek demek isterim.

14-Kuzey mi güney mi?
Hangi açıdan soruldu anlamadım ama. Kuzey derim yön olarak karadenizliyim ya..

15-İstanbul ile ilgili en sevmediğin şey?
Tabii ki trafik.. Bir yerden bir yere gitmek gerçekten çileye dönüşüyor bazen..

16-İstanbul'da en çok sevdiğin 3 semt?
Üsküdar, Ortaköy, Bebek

17-Kafanda genel olarak ne olur?
Ne yemek pişirsem:) Ne pişireceğine karar vermek ne kadar zor değil mi? Yapmak o kadar zor gelmiyor inanın.

18-Komedi mi dram mı?
Komedi olsun.Hayat zaten bir dram.Biraz da gülmek lazım.Tabii kaliteli komedi..

19-Çay mı kahve mi?
Önceden olsa çay derdim ama hamilelikten sonra çaydan soğudum..

20-Bu soruları cevaplamadan önce ne yapıyordun?
Oğlumu uyutuyordum:))

21-Yıl içindeki en favori günün hangisi?
Anneler günü sürprizler bitmek bilmedi:)

22-Bu soruları cevapladıktan sonra ne yapacaksın?
Karnım acıktı nedense aparatif birşeyler yapıp yiyeceğim.Sizinde geç vakitte mutfağa girip birşeyler yediğiniz olmuyor mu:))

23-Son olarak bir sırrını paylaş?
Pışşık o olmaz işte..Adı üstünde sır bu :)

Zamanı olup yapmak isteyen blogcanlarımı mimliyorum ben de :))Kolay gelsin..